23 Haziran 2016 Perşembe

Dalga Boyu

" Bugünün neyi eksik biliyor musun ? Çok durgun. Haz alamıyorsun hayattan. Huzur arıyor ya herkes. Bulduklarında kaçıyorlar. Ne istediğini bilmiyor bunlar. Ya şimdi dönüp baktığın zaman niye böyle olduğunu anlayabiliyorsun. Çocuklar ölmediği zaman rahat yok insanlığa. Her şey yolunda gitmemeli. Polisinde canı sıkılıyor. Aksiyon arıyor herkes. Patlayan bombalar falan. İşte bu yüzden aşık olmaya çabalıyoruz ya. Tertemiz aksiyon. Bir düşünsene rahatın yerinde kafan bomboş iken bir anda geçmişten gelen birine ya da yolda gördüğün birine aşık oluyorsun. Ya da önceden aşık olduğunu bırakıyorsun kendine acı çektiriyorsun. Rahat batıyor bize. İnsanlığa. Bir dostum vardı bana insan hayvanı derdi. Hayvan bu kadar salak değil abi. Sezarın hakkı sezara. Aman siktir et bu işleri. Şu limanın orada sosisli mi yesek ? "

Büfeye geçiş.

" Bak aslında merak ettiğim bir şey var. Bu hardal niye bu kadar acı ? Kimyasal bomba etkisi yaratıyor ağzımda. Acı demişken hani sana bahsetmiştim ya az evel hani insana huzur yaramıyor. Heh bu hardalda bu sosisliye gitmiyor. Benimde bu dünyaya pek gittiğimi söyleyemeyeceğim. Ya o bu değilde sanırım ben küllerimden bir şeyleri diriltiyorum. Ne olduğunu tahmin edebiliyorum. Göğüs kafesimde az bi sıkışma var. Umarım hardalın etkisidir. Yoksa halimiz duman. Yani benim halim duman sende yancım olarak bir tutam sanada bırakırım merak etme. Ha bu arada ben geziyi özledim. Benim bir şeyler yapasım var gel gidip birer bira içelim. "


Bara Geçiş

" Demir gibi biraymış be! Bu sıcakta bu bira insanın içini coslatmıyor mu ama ? Heh. Nerede kalmıştık. Hardallı mardallı bir şeyler diyordum sana. Şimdi unut o hardal mevzusunu. Şu tuzlu fıstık gibi olalım diyorum. Biri gelse kabuğumuzu soysa lan bi dur gülme kıyafetlerden bahsetmiyorum. Biri gelse kabuğumuzu soysa tüm yargıları kaldırsa. Çırılçıplak duygularla sarılsak ona. Yok bu böyle olmayacak. Ya kardeşim bi bira daha verir misin ? "

6 Nisan 2016 Çarşamba

Gitmek

Gitmekten korkuyorum. Bilmediğimden korkuyorum. Bilinmezden. Aslında biliyorum. Yol belli. Usul usul yürüyeceğim şimdi. Ardımda bıraktığım belkide yüzlerce boş şişe ve içine doldurulmuş gözyaşlarıyla yürüyeceğim. Tüm doğa baharda yeniden doğar ya sanırım ben doğaya ait değilim. Ben bu dünyaya ait değilim. Şimdi baharda gitmeliyim. Gitmeden bir sigara yakacağım sizler adına. Her halkada bir dost bir sevgili olsun. Daha ne kadar kalabilirim ki bu toplumda bu doğada ? Kahrolduğum günler aşkına! Seviyorum sizleri yanlışın, yalnızlığın, boşluğun, açlığın çocukları!

Sizlere bir şarkı : https://www.youtube.com/watch?v=1T5NuI6Ai-o

Bilmemek.

Şimdi keşke yanımda olsan.
Sabahlara kadar bir rakı koysak
Sohbet alsa başını gitse.
Mezelere kimse dokunmasa
Sevişmemiz gelse sabahlara kadar.
Güneş bize doğsa
Biz güneşe batsak
Doyasıya uyusam kokunla.
Rüyamda durmasak.
Uyandığımda olmayacaksın biliyorum...
Biliyoruz....

4 Nisan 2016 Pazartesi

Sessizlik.

Kurulan bütün cümleler geleceğe dair gel biz konuşmadan sarılalım. Yarına uyanamayacağız belkide. Gel biz bugünümüzü yaşayalım. Gözlerinin içerisinde kaybolayım. Dokunduğun her yerimde tüylerim dökülsün hissiyattan. Sensiz bir gece daha istemiyorum. Kalbimde vuran bu ritim sensin. Konuşmak güzel şey bilir misin güzel kadın ? Ama biz konuşmayalım. Sessizce bakalım birbirimize ağlayalım belkide. Omzuna kafamı koymam gerek. Seni severken seni yormalıyım. Ben erkeğim çocuğum. Belkide güzel kadın sensiz sadece bir bebeğim.

2 Nisan 2016 Cumartesi

Konuşmamız Lazım!

Konuşmamız lazım!
Çığlık çığlığa nefretle konuşmamız lazım.
Bugüne kadar
Hep uzaktan sustuk birbirimize
Şerefe kaldırıyorduk ya içkilerimizi
Yakmaya kaldıralım bu sefer
Konuşmamız lazım acilen
Anlatmam gereken şeyler var
Çok sustuk.
Başkaları konuştu hep.
Kırılmamız lazım.
Gitmek için birbirimizden
Gitmek zorundayız bu sefer.
Uçsuz bucaksız bir okyanus
Oldukça sakin.
Korkutucu.
Dingin.
Fırtına geliyor.
Konuşmamız lazım acilen!
Cümleler bitiyor.
Önce tanışmamız lazım acilen.

Güzel bir konuşmamız.

"-" Dost.
"+" Ben.



-Sigarayı bırakmıştım ben elimdeki nedir ?
+En yakın arkadaşın
-Eninde sonunda o da kül oluyor, sönüp gidiyor. Ne kalıyor geriye ?
+ Her insan gibi ölüyor kısacası. En azından ciğerinde bıraktığı ölüm tatlılığı var.
-Arkasından geliyor yenileri, tükeniyor hızlıca.
+Sigarada insan gibi. Arkadaş gibi. Sevgili gibi. Biri bitiyor.
-Dost gibi...
+Diğeri geliyor. Hepsinde aynı ölüm.
-Ölüm geliyor ölüm. Neye sığınacağız başka ?
+Kalbinde olan mağarana sığınacaksın. Başka neye sığınacaksın ki.
-Ya o kalp çoktan kömüre dönmüşse?
+O zaman ver ateşe. Madem ki sigara ciğerinde bir ölüm tadı bırakıyor. Bırak o yansın.
-Çok duygusuzlaştım şu sıralar, çoğu insanın kalbini kırıyorum kendiminkini doldurmak istercesine...
+Bittik biz...
-Henüz değil... Daha değil... Şimdi değil...
+Seviliyorsun güzel dostum. Yak bir sigara daha. Bırakamazsın insanları sigarayı bırakmaya çalıştığın gibi. Düşün birini bitirmek istediğin. Yak bir sigara daha.
-Komik olan ne biliyor musun? İnsanlaarı bırakırız, sigarayı ise bırakmayı deneriz...
+Ben ikisinide bırakamadım. O yüzden çok yalnızım. Hiç bırakmayı denemedim. Ölümü tatmak daha eğlenceli. Yaşadığını hissediyorsun ölerek.

31 Mart 2016 Perşembe

Perde

Hep açık olan perdeleri bu sefer kapatıyorum
Bir çift ben varım evde bu sefer kimsenin,
Görmesini istemediğim.
Zaten güneşte yok havada..
Bir kaç kere anneme şiir yazmıştım.
Yazmam ona da bundan sonra.
Evin hali gene mahşer yeri
Bir yargılama var bu sefer
Ama Tanrı değil yargılayan
Aynada ben varım.
Ve gene beni cezalandıran ben.
Perdelerim kapalı.
Ama belkide kalbim ilk defa bu kadar açık!

30 Mart 2016 Çarşamba

Mektup Okumamalık.

Kırılma anını yaşadığımız noktalardan birine ulaştın. Ellerin fırtınada savrulan ağaç dalları gibi titrek. Kırgınsın biraz. Güneşli bir günde üşüyorsun. Kavgalarının sebebi gene sensin. Hiç geriye dönüp bakmayı denedin mi? Anıt gibi duruyor ayrılıkların gözünün önünde. Yontulmuş nefis sanat eserleri. Her ilişki yeni bir heykel yontmak. Sonunda çıkan senin eserin. İyi ya da kötü. Üzülme güzel kadın. Ellerinle şekillenecek bu dünya. Her erkek. Her çocuk. Ağla güzel kadın. Gözyaşların sulasın toprağı yeşersin çiçekler. Gelsin bahar. Dokun güzel kadın. Ellerinle ruhunla dokun her yeni insana. Bomboş bir yolda gidiyorsun. Bir yıldırım misali çarpar kalbine tüm acıların. Bağırdıkça gürler gökyüzü. Bir fotoğrafın ışığısındır. Bir fotoğrafsındır eksik bir kompozisyon. Boşluğun çok. Koyabileceğin hiç mi kimse yok ? Her anın tadını çıkar. Hisset güzel kadın hisset. Baktığın gözlerde kaybolma sırası sende. Senin gözlerinde kaybolurken binlerce erkek. Sıra sende... Git ömrünü ada. Seni sen yap Çok okunmuş bir kitap gibi kenarları yırtık, parçalanmış bir hayatın var. Kapat kapağını okunmasın kitabın. Yaz yeni cümleler kimsenin bilmediği. Git buralardan kadın. Uzaklaş başka memleketlere. Kokun orada yankılansın sesin gibi. Ah unutulmaz... Karşına al kendini aç bir rakı bağır Müzeyyen diye. Git kadın git. Benim küçük şehrimden git.  Gün batımında kulağında canlanan piyano sesi gibi özleyeceksin tabi. Denizler bu sefer o kadar durgun değil. Vuran her dalga eskilerden birinin adını içerir. O dalgalardan saçılan her damla eskilerden aldığın minik izlerdir. Doğ güzel kadın doğ ! Küllerinden doğ ! Anka kuşu ol. Yak bi sigara. Aynı hızda öl. Dirilmek için. Geç cevap veriyorum sanırım şu anda kusura bakma. Kalbim masada,o konuşuyor ben yazıyorum. Bu sefer kalemin rengi kırmızı. Yazılanları hisset diye kadın. Bilirsin renksiz bir adamım. Siyahım ve beyazım. Olmaya çalıştığın hataların toplamıyım. Oku güzel kadın oku. Tenini iyi bilirim kadın. Parmaklarımın attığı turları hatırlama! Git kadın git. Çıkar hatıralarını git. Bugün git. Şu an git. Ben kalkmadan git.